Büyük İstifa Dalgası

Bütün dünyada işçi ücretlerinin az bulunması, enflasyon ve sair etkiler nedeniyle alım gücünün düşmesi ve freelance iş olanaklarının özellikle Covid-19 salgınından sonra görülmemiş biçimde artması, gelişmiş ülkelerde yeni bir akım doğurdu. “The Great Resignation” (Büyük İstifa) denen bu akım, gelişmiş Batı ekonomilerinin geleceğini belirleyecek gibi.

Nüfus ve sermaye kayıplarının çalışanlar lehine bir manzara oluşturduğu 20. yüzyılda özellikle 50’ler, 60’lar ve 70’lerde basit ücretlerle temel ihtiyaçlarını çok iyi karşılayabilen ve gayrımenkul sahibi olan nesillerin çocukları ve torunları, aynı alım gücüne erişemediklerinden bir tepki hareketi doğurdular. 2020’de ilk emarelerini gösteren akımın adı 2021’de konuldu ve sosyal medya üzerinde oluşturulan destek gruplarıyla insanlar, özellikle gençler birbirlerini istifa etmek konusunda teşvik ediyor ve dayanışma gösteriyorlar.

İstifa edenlerin çoğu, bu sayede yeni ve daha yüksek bir maaşla başka bir alanda çalışabildiklerini söylüyorlar. Ancak mesaili ve düzenli çalışmayı büsbütün reddedenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Bu, yeni iş gücünün çalıştığı yerlerde daha kısa süre kalması, alışıldık çalışma düzeninin kökünden sarsılması demek. Sosyal güvenlik ve emeklilik gibi konulara nasıl yansıyacağı önümüzdeki on yılların tartışma konularından biri olacağa benziyor.

Öte yandan bu işin bir diğer yüzü, sığınmacılar meselesi. Birçok ülkede sığınmacılar ve kaçak göçmenler, yüksek ücret talep eden, alım gücünü korumaya çalışan nitelikli iş gücünün yerine tercih ediliyor. Bu, hemen bütün Avrupa’da sağ partilerin yükselmesine, göçmen karşıtlığının artmasına neden oluyor. Bu ülkeler yerli vatandaşlarını tatmin edecek yeni ücret politikaları geliştirmezlerse, beşeri sermaye yönetimi ciddi değişikliklere uğrayacak. İşsiz nüfus istatistikleri artık bambaşka bir gözle yorumlanacak.

İlk yorum yapan olun

Bir Cevap Yazın