
8 Kasım 2022 tarihinde MASA Ankara’da Prof. Dr. Aslı Baykal’ın konuk olduğu oturum sonrasında MASA uzmanları tarafından hazırlanan rapor
Prof. Dr. Aslı Baykal’ın 31 Ekim 2022’de uzun yıllardır üyesi olduğu CHP’den istifa etmesi kamuoyunda geniş yankı buldu. İstifasını sosyal medya hesabı üzerinden duyurması hem hızla yayıldı hem de dijital medyanın kendi söylemi içinde olumlu ve olumsuz tepkileri de beraberinde getirdi. Bu gelişmelerin ardından Aslı Baykal MASA Stratejiler & Çözümler’de düzenlenen toplantıya katılarak istifa gerekçelerini detaylandırdı.
Baykal’a göre CHP’nin politik manevraları, karar alma süreçleri, ittifak siyaseti, gayri millî tutumu parti içinde ve dışında ciddi rahatsızlıklara neden olmuştur. Bu rahatsızlık CHP’nin kurucu değerlerine, Atatürkçülüğe ve laikliğe bağlı Aslı Baykal tarafından yüksek sesle dile getirilmiştir. İstifanın tüm bu itirazları içinde barındırdığı da Baykal tarafından ifade edilmiştir.
Atatürkçülerin CHP’de temsil zeminini yitirmeleri, inkılâp değerleri arasında yer alan ve en vazgeçilmezi olarak kabul edilen laikliğin savunulmaktan ziyade hasar görmesine neden olmuştur. CHP artık laikliği savunan bir parti olmaktan çıkıp, bugün ülkeyi tehdit eden ulus aşırı İslamcı görünümlü oluşumlara alan açmaktadır. Aslı Baykal bu gerekçeyle Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumsal özgürlük mayasını sağlayan Cumhuriyet ve laikliğe, özgün olmayan dinsel oluşumların, CHP trenine binerek zarar vermesini kabul etmediğini vurgulamaktadır. Baykal, CHP’nin kurucusu olduğu Altılı Masa liderlerinden birinin “Türkiye’nin Said-i Nursi modeline ihtiyacı var” demesinin ne iktidar partisi tarafından ne de Atatürkçüler tarafından hazmedilebilir bir durum olduğunu belirtmektedir.
CHP’nin millî endişeleri asgari seviyede bile hissetmediğini, bununla ilgili politika üretmek bir yana gayri milli odaklarla diyalog kurduğunu, onların söylemlerini yeniden üretip yaygınlaştırdığını belirten Aslı Baykal, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partinin gelecek için umut vermediğine de vurgu yapmaktadır.
Aslı Baykal, CHP üst yönetiminin değişim kavrayışının, tarihsel mirasın reddi, ideolojik boşluk ve cemaatlere yaranma gibi hususlardan oluştuğuna da dikkat çekmektedir. Bu minvalde mevcut yönetim, köklerinden aldığı gücü bir kenara bırakıp, her seçmene yaranmaya çalışarak çelişkili mesajlar vermektedir. Ancak, buradaki sorun CHP’nin ‘merkez parti’ taklidinden öteye gidemediği ve bunun da siyasi rengini iyice yok etmeye başladığıdır. Bu siyaset formu CHP’yi kimliksiz bir yapıya büründürmüş ve sığ politikaların mahkûmu haline getirmiştir.
Aslı Baykal CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helâlleşme” girişimini de bu bağlamda yorumlarken ‘eskinin reddi veya CHP’nin ana unsurlarıyla helalleşme/vedalaşma’ olarak özetlemektedir. Helâlleşme girişimi kapsamının CHP Genel Merkezi’nde dar bir kadro tarafından belirlendiği ve sadece CHP’nin temel taşını oluşturan parti politikalarından dolayı “özür dileme” sınırları içinde yapılandırıldığı açıktır. Geçmişi yüzyıla dayanan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan CHP’nin temel siyaseti için özür dileyip bunu yok saymak hafızayı silmektir.
CHP’nin ciddi bir savrulma yaşadığını belirten Aslı Baykal, “bu savrulmadaki en can acıtıcı noktanın CHP’nin gayri millî bir pozisyona gelmesidir” yorumunda bulundu. İki yıl boyunca kurultayı çeşitli bahanelerle toplamayan CHP yönetiminin farklı seslere, çözüm önerilerine kulaklarını tıkadığı çok nettir. Bu anti-demokratik anlayıştan ülke için faydalı bir siyasetin çıkması da mümkün değildir.
Prof. Dr. Aslı Baykal içine doğup büyüdüğü CHP’nin bugünkü yükünü taşımaktan utandığını belirterek, Atatürk’ün partisi olarak bilinen siyasi mirasın artık geçmişte kaldığını da dile getirdi. Baykal’a göre Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını başta CHP olmak üzere Millet İttifakı çatısında birleşen bir siyasi oluşumun taşıyamayacağı da aşikârdır. Atatürkçüler bu dönem itibariyle mücadele alanı olarak Millet İttifakı’nda hiçbir şekilde imkân bulamayacaklardır.

Aslı Baykal Türkiye’nin yeni bir siyasi partiye ihtiyaç duymadığını da vurgulamaktadır. Ülke sorunlarının çözümü için İttifakların ortak değer ve perspektiflerinin bu anlamda daha faydalı olacağını söyleyen Prof. Dr. Aslı Baykal, bugünkü CHP ve Millet İttifakı ile ortak değerleri paylaşmadığını, istifasının temel sebebinin de bu olduğuna dikkat çekmektedir.
Prof. Baykal bundan sonra Türkiye üzerine çalışmalarını Masa Stratejiler ve Çözümler’in bir üyesi olarak sürdürmeyi tercih ettiğini açıklamıştır.
Raportör: Mustafa Aksoy
Teorik Çerçeve: Gazi Mustafa Kemal imgesi hâlâ CHP’ye mi ait?
Cumhuriyet Halk Partisi esasında elitleri tarafından tanımlanan bir partidir. CHP’li elitler, Cumhuriyet’i kurmuş, Cumhuriyetçi ideolojiyi yeni kurulan bu devlette yaşayanlara telkin etmiş, Kemalizm’i tanımlamak için ilk uğraşları vermiştir. CHP’nin elitleri arasında da Cumhuriyetin kuruluşu milat alındığında hem Osmanlı’da hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra da bir süreklilik söz konusudur. Cumhuriyet elitleri, ülkemizin mevcut siyasal sosyolojisini halen renklendiren geç Osmanlının birer ürünüdür, bu yüzden de CHP bir hafıza olması açısından da önemli bir parti konumundadır. Nitekim bu hafızada yaşanan kırılmalar güncel siyasete de etki etmektedir.
Bu kapsamda, Aslı Baykal gibi tabir-i caizse önemli bir Cumhuriyet aristokratı ve CHP eliti olan bir ferdin, partisinden ayrılmaya karar vermesi dikkate değerdir. Aslı Baykal hem CHP’ye olan ailevi bağları hem de şahsi geçmişi hasebiyle bu elit sosyolojisinin önemli bir ürünüdür. İstifası, sıradan bir olay veya bir şahsın özel kararı olarak değerlendirmek yerine Türkiye siyasetinde yaşanan köklü ve paradigmatik bir değişikliğin habercisi olarak okunmalıdır. Zira siyaset, elitlerinin tercihleri üzerine şekillenen bir alandır ve böylesi bir tercih değişikliği siyasetin de rotasını çizmektedir. Elit tercihleri değişen toplumlarda, kitle tercihleri de peyderpey gerçekleşmektedir.
Aslı Baykal’ın kendi sözleriyle CHP üyeliğinden ayrılmasının sebebi esasında oldukça sarih bir hayal kırıklığına bağlanabilir. Aslı Baykal’ın hayal kırıklığını kendi sözleriyle iki şekilde irdeleyebiliriz. Birincisi, CHP’nin içerisinde partide değişikliğe müsaade etmeyen bir klikleşme ve otoritenin konsolidasyonu söz konusu olmasıdır. İkincisi ise CHP’nin Aslı Baykal’ın tabiriyle birtakım “millî” meselelerde artık “gayrimillî” bir tavır takınması ve çizgisinden koparak bir o yana bir bu yana salınımıdır. Aslı Baykal, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal imgelerine aidiyetini yinelerken, CHP’de bu imgelere karşı takınılan rövanşist tavırdan yakınmaktadır. Mevcut CHP elitlerinin Kemalizm ve bu ideolojiye eklemlenen siyaset yapma biçiminden kopma ve hatta rövanş alma girişimleri, Aslı Baykal için artık CHP’yi barınılması mümkün olmayan bir partiye dönüştürmüştür.
Aslı Baykal partiden ayrılma için sebeplerini ortaya koyarken CHP’de yaşanan gelişmelere de dikkat çekmektedir. Parti kurultayının iki yıldır erteleniyor oluşu ve CHP’nin bilhassa dış politika meselelerinde Türkiye’nin çıkarlarına ters düşen bir istikamette olması, Aslı Baykal’ın rasyosunu oluşturmaktadır.
Aslı Baykal’ın ortaya koyduğu nosyonlar Türkiye’ye dair yapılması gereken bir makro analizin de aciliyetini göstermektedir. Zira, elitlerinin tercihleri değişen CHP’de, elitlerin ayrışması artık siyaset sahnesinde yaşanacak ayrışmalara da yol açmaktadır. Atatürk, Atatürkçülük, Kemalizm ve Cumhuriyet gibi imgelerin halen bu imgelerin çıkış noktası olan CHP’ye ait olup olmadığı önemli bir meseledir. Bu mesele Cumhur İttifakı kampında gittikçe konsolide olan yeni milliyetçi bir anlayışla beraber Atatürk ve Cumhuriyet kavramlarına dair bir benimsenme çabası içerisinde değerlendirildiğinde oldukça önemli bir soru olarak karşımıza çıkmaktadır. AK Parti yeni CHP olmuştur gibi basit bir denklem yerine, ideolojilerin nüanslarını ele alan bir kavramsallaştırma, Türkiye’yi anlamak açısından kıymetli olacaktır.
Prof. Baykal’ın, 8 Kasım 2022’de Grup Toplantısı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10 Kasım’ı anmaması, buna mukabil Cumhur İttifakı’nın anmış olmasının altını çizmesi yeni bir dönemin de ipuçlarını vermektedir.
Mevcut Türkiye Cumhuriyeti siyasetinin mevcut analiz etme biçimleri ile açıklanamayacağı bir gerçektir. Kendi ismi CHP ile özdeşleşmiş olan bir şahsın, “CHP’nin artık Atatürk’ü temsil edemediği iddiası” yeni bir anlayışa ihtiyaç duyduğumuzun ilanıdır. Türkiye’de yaşanan köklü değişimler ancak siyaset sahnesinde – şu anda hâlen elitleri arasında değişen – tercihler bakımından değerlendirildiğinde daha açık olacaktır. Post-Kemalist devir daha nihayetlenemeden yeni Kemalizmler, Atatürkçüler ve Cumhuriyet tartışmaları hem elitler hem de kitleler açısından tartışmaların merkezine geri dönmektedir.
Raportör: Batu Coşkun
Çok önemli içerikler taşıyan bir makale. Sayın Aslı Baykal’ı cesaretinden be haklı eleştirilerinden dolayı tebrik ediyor ve kutluyorum. Atatürkçülük, Kemalizm ve Laiklik CHP çatısı altında gayri milli duruş benimsemiş durumda. Bu siyaseten bir felç anlamına geliyor çünkü AKP karşı ciddi bir siyasi alternatif yok. Ben Erdoğan’nın sıra dışı ve çok başarılı bir siyasetçi olduğunu düşünüyorum ama Erdoğana vizyon ve icraat anlamında alternatif siyasi oluşum olmasını ister ve desteklerim. Mevcut CHP maalesef Türkiye ve demokrasi için PKK’nin siyasi kolu HDP’den daha riskli ve tehlikeli bir oluşum halini aldı.