
Motivasyonunu ve programını büyük oranda “Erdoğan Karşıtlığı” üzerinden dizayn eden Altılı Masa, Türkiye’deki cemaatler, tarikatlar, dini gruplarla organik olsun veya olmasın ciddi bir dirsek temasındadır.
Altılı Masa’daki siyasi partilerin hangi tarikat ve cemaatlerden doğrudan veya dolaylı destek gördüğünü araştırınca ilginç sonuçlarla karşılaşmak mümkün. Bahsi geçen tarikat ve cemaatlerin başında Nurcuların Yeni Asya kolu, Alparslan Kuytul’un başında bulunduğu Furkan Vakfı, Milli Görüş hareketinin ekseninde hareket eden Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Bağımsız Türkiye Partisi ile bağlantısı çok önceden bilinen Kadiriler tarikatı, Ekrem İmamoğlu’nu destekledikleri basında da yer alan Süleymancılar cemaati ve ismi son günlerde istismar olayına da karışan İsmailağa Cemaati’nden uzun süre önce ayrılmış Hiranur Vakfı.
Demokrat Parti’nin Yeni Asya grubu ile organik bağı
Nurcuların bir kolu olarak faaliyet gösteren Yeni Asyacıların yayın organı olan Yeni Asya gazetesi 2012’den bugüne kadar DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ile ilgili 213 adet haber yayımlamış.
Uysal’ın Yeni Asya gazetesindeki demeçlerine göz attığımızda Nurculuğa vurgu yaptığını, AK Parti’yi Risale-i Nur’u tekelleştirdiği üzerinden de eleştirdiğini görüyoruz.
Yeni Asya gazetesinin web sitesinde Gültekin Uysal’ın ‘Türkiye’nin Said-i Nursi modeline ihtiyacı var!’ sözlerinin bulunduğu videonun da kaldırıldığını fark ediyoruz. Ancak Yeni Asya’nın Uysal’ın o konuşmasından derlediği ve sür manşete taşıdığı haberin küpürünü internette bulmak mümkün.
Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul
Adana merkezli olarak faaliyet gösteren Furkan Vakfı’nın liderliğini yapan Alparslan Kuytul daha önce silahlı çete kurma, FETÖ’den destek alma suçlarından tutuklandı. Kuytul, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan söylemleri ve “darbeyi destekler” nitelikteki açıklamalarıyla gündemde yoğun bir şekilde yer almıştı.
Alparslan Kuytul’un tutuklanma ve serbest bırakılma sürecinde şu an Altılı Masa’yı oluşturan siyasi partiler, kendisine açıktan destek vermişlerdi. Kuytul da buna karşılık söz konusu partilere yönelik bir teşekkür mesajı yayımlamıştı. Kuytul’un Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ‘o makamda oturamaz’ şeklindeki açıklaması da göz önünde bulundurulduğunda yaklaşan genel seçimde Altılı Masa ittifakına destek vereceğini de tahmin etmek zor olmayacaktır.
AGD’nin Konser İptalleri ve Saadet Partisi ilişkisi
28 Şubat sürecine kadar Milli Gençlik Vakfı (MGV) olarak faaliyet gösteren ve Milli Görüş hareketinin gençlik teşkilatı olarak bilinen kuruluş son yıllarda Anadolu Gençlik Derneği (AGD) olarak varlık gösteriyor. Saadet Partisi de tabandan tavana AGD ile olan ilişkilerini defalarca dile getirmiştir.
AGD ve MGV’nin son dönemde adını duyurduğu asıl konu konser iptalleri oldu. Şarkıcı Melek Mosso’nun Isparta’da vereceği konser, “Ahlaksızlığı özendiren hiçbir şarkıcı halkımız nezdinde sanatçı olarak kabul edilmeyecektir” şeklindeki AGD tepkisiyle karşılaştı.
Basın açıklamasıyla Isparta Belediyesini de baskı altına alan AGD – MGV teşkilatları arzu ettikleri sonuca da ulaştılar. Melek Mosso’nun konser programından çıkartılmasının ardından söz konusu dernek ve vakıf bir teşekkür mesajı yayınlamıştı.
Süleymancıların İmamoğlu Desteği
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘içinde yetiştiği cemaat’ olarak kamuoyunda paylaşılan Süleymancılar ile ilgili en çarpıcı bilgiyi Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu aktarmıştı. Terkoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun Süleymancılar tarafından yetiştirildiğini ve bu nedenle de cemaatin hem İmamoğlu’nu hem de Millet İttifakı’nı desteklediğini belirtmişti.
“…Genel eğilimi merkez sağı desteklemek olan bu Cemaat son dönemde AKP ile pamuk ipliğine bağlı ilişkiler kurmuştu. 24 Haziran’da millet ittifakını desteklediklerini biliyorduk. Ama bu seçimde açıkça Ekrem İmamoğlu tarafında kaldılar. Bunun en bilinen nedeni İmamoğlu’nun da Süleymancıların içinden yetişmiş olması. Süleymancıların İmamoğlu’nu desteklediğine ilişkin birçok emare sızdı. Bunu açıkça söylemeseler de biliyoruz ki son seçimde CHP’ye oy verdiler. Bunun dışında Mustafa İslamoğlu’nu lideri kabul eden Akabe Vakfı, Nurcu Yeni Asya, Furkancılar gibi iktidar ile sorunlu olan Cemaatler çoğunlukla İmamoğlu’na oy verdiler.”
Hiranur Vakfı ve Saadet Partisi
Geçtiğimiz hafta Türkiye’yi sarsan 6 yaşında evlilik skandalı ile adını duyduğumuz Hiranur Vakfı da Saadet Partisi ile dirsek temasında olan bir cemaat yapılanması. Her ne kadar İsmailağa Cemaati’nden türemiş olsa da Hiranur Vakfı yöneticilerinin uzun süre önce İsmailağa’dan ayrıldıkları ve Saadet Partisi ile organik bir ilişki kurdukları doğrulanmış bir bilgi. Saadet Partili üst düzey bir yetkiliden aldığımız bilgi de Yusuf Ziya Gümüşel ve Vakıf başkan yardımcısı Adem Coşkun’un partiye katıldıkları yönünde. Öyle ki, Adem Coşkun 2016’da düzenlenen Saadet Partisi kongresine katılıyor ve sonrasında, Genel Başkan Mustafa Kamalak’ın da yer aldığı kongre yemeğine davet ediliyor.
BTP’nin Akşener desteği ve Kadiri Tarikatı bağlantısı
2019 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait olduğu iddia edilen, resmî görevlilerin bugüne kadar yalanlamadığı Dini-sosyal Teşekküller, Geleneksel Dini-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Dini Yönelişler adlı gizli raporda Kadiri Tarikatına da yer verilmişti.
Raporda, Geleneksel Dini-Kültürel Oluşumlar (Tarikatlar) kategorisinin altında ‘Nakşibendiler, Halvetiler, Rifailer, Kadiriler‘ başlıkları yer almıştı.
Kadiriler başlığında Haydar Baş’ın ismi geçmişti
Raporda, “iddiaya göre Baş’ın, Kadiri şeyhi Mustafa Hayri Öğüt’ün 1979’da vefatının ardından onun yerine geçtiği, Kadiriliğin bir kolu olan bu teşekkülün onunla birlikte ‘İcmalciler’ veya ‘Haydar Baş Grubu’ olarak tanındığı” şeklinde bir tespit ile karşılaşıyoruz.
Bunun yanında, babası Haydar Baş’ın vefatının ardından BTP’nin Genel Başkanı olan Hüseyin Baş geçtiğimiz ay Altılı Masa’da yer almak istediğini belirtmiş, Akşener de bunun üzerine BTP Genel Merkezi’nde Baş’ı ziyaret etmişti.Altılı Masa BTP’nin katılım talebini reddetse de Hüseyin Baş, seçim sürecinde İYİ Parti ile ittifak yürüteceklerini ve Altılı Masa’nın adayına destek vereceklerini Halk TV’den İsmail Saymaz’a anlatmıştı.
Siyasi bir yol haritası çizilirken sosyolojinin gerçeklerini göz ardı etmek elbette mümkün değil. Bununla birlikte, tarikat ve cemaatler ile siyasi partilerin dönem dönem sembiyotik bir ilişki içine girdiklerine de tanık oluyoruz. Türkiye’de laikliği temsil edildiği iddia edilen CHP özelinde bu ilişki daha da dikkat çekiyor. Bir diğer ifadeyle CHP’nin, 2023 seçimlerine giden süreçte İslamî bileşenlere angaje olması tartışmayı hak eden bir olgudur.
Siyasal hafızanın alışıldık rollerinin ve yaygın kanaatlerin kırılmaya uğradığı bir noktada olduğumuzu söyleyebiliriz. Ana akım siyasal söylemde iktidar partisinin “yanında” konumlandığı belirtilen dinî oluşumların Altılı Masa’ya yönelik destekleri bu hafızayı güncelleyecektir. AK Parti’nin ‘muhafazakâr – demokrat’ bir yapı olarak siyasi sahada yer bulması, dinî grupları ve örgütleri 28 Şubat sonrası nefes aldıracak düzeyde desteklemesi şaşılacak bir durum değildi. 15 Temmuz’a giden süreçte AK Parti’nin dönem dönem attığı yanlış adımların olumsuz sonuçları hâlâ hissedilmekte.
Fakat AK Parti’nin tarikat ve cemaatlere mesafe koyma girişimleri 15 Temmuz’dan itibaren daha fazla hissedilir hâle gelmiştir. Erdoğan’ın ‘yoğurdu üfleyerek yeme’ noktasına geldiği bir dönemde Altılı Masa’nın ‘seçimi kazanma’ pahasına Erdoğan’a muhalif veya istediğini alamamış neredeyse tüm tarikat-cemaat ve İslamî örgütlerden destek istemesi dikkat çekici.
Bir Cevap Yazın