
24 Şubat 2022 tarihinden beri devam eden Rusya’nın Ukrayna askeri operasyonunun küresel enerji piyasalarına etkisi sürmektedir. Batı, savaş nedeniyle yaptırımların kapsamını genişleterek Rusya’yı ekonomik olarak zor durumda bırakmaya devam ederken Rusya’da en önemli gücü olan “enerjiyi” koz olarak kullanmaya devam etmekte ve kış aylarını beklemektedir. Avrupa enerjide yaşanan bu kriz nedeniyle zorlu ve uzun bir kışa hazırlanıyor. Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz tedarikinin kısıtlanması üzerine artan enerji fiyatları AB hükümetlerinin kamuoyu tarafından sorgulanmasına ve gösteriler düzenlenmesine neden olurken hükümetler birleşik Avrupa çözümü yerine ayrı ayrı çözüm yolları bulmaya başladı bile. Yaşanan bu gelişmelerin AB içinde bölünmelere neden olacağı görüşüne karşılık olarak yeşil enerjiye geçiş politikası uygulayan bölgenin Rusya’ya olan bağımlılığının daha hızlı sona ereceği görüşü savunulmaktadır.
- Rusya enerjide nasıl bu kadar önemli bir role sahip oldu?
Rusya enerji rezervleri bakımından küresel bir güçtür. 2021 verilerine göre ABD’den sonra ikinci büyük petrol ve en büyük doğalgaz üreticisi konumundadır. Enerji, Rusya’nın ulusal bütçesinin %40’ından fazlasını sağlamaktadır. Almanya, Türkiye ve İtalya, Rus doğal gazının en büyük ithalatçılarıdır. Rusya doğal gazı, 2021’de Avrupa Birliği gaz talebinin yaklaşık %40’ını sağlamıştır. Son yıllarda Avrupa yerli doğal gaz üretiminin düşmesi nedeniyle bu pay daha da artmıştır.
Gazprom ve Novatek, Rusya’nın ana gaz üreticileridir, ancak Rosneft dahil birçok Rus petrol şirketi de gaz üretim tesisleri işletmektedir. Devlete ait olan Gazprom en büyük gaz üreticisidir, ancak Novatek ve Rosneft’in üretim kapasitelerini genişletmesi nedeniyle son on yılda üretimdeki payı düşmüştür. Ancak Gazprom, 2021’de hala Rus gaz üretiminin %68’ini oluşturmaktadır. Tarihsel olarak üretim Batı Sibirya’da yoğunlaştı, ancak son on yılda yatırım Yamal ve Doğu Sibirya ile Uzak Doğu’nun yanı sıra Kuzey Kutbu açıklarına kaymıştır.
Ukrayna askeri operasyonu öncesi Rusya’nın enerji üretimini çoğu Avrupa pazarına gerçekleşmekteydi. 1984 yılında açılan Urengoy- Pomaray-Uzhhord boru hattı Ukrayna’dan geçen ve Rusya’nın ana doğalgaz ihracat boru hattıdır. 2006, 2009 ve 2014 Ukrayna krizlerinde hattan gaz akışı kesilerek doğalgaz sevkiyatı durdurulmuş ve enerji “silah” olarak kullanılmıştır. Baltık ve Druzhba hatları da Ukrayna üzerinden Avrupa’ya enerji tedariki için önemli role sahiplerdir. Ukrayna ile yaşanan krizlerin etkisiyle Türk Akım, Mavi Akım, Kuzey Akım I ve II gibi akımlarla alternatif güzergahlar ön plana çıkarılmıştır. Ekim 2022’de Kuzey Akım I’in Rusya tarafından “türbinlerde yaşanan sızıntı” nedeniyle durdurulmuş ve gaz fiyatlarını “manipüle” ederek ilk etapta %10 daha sonra %30 oranında arttırmıştır. Rusya, Kuzey Akım II boru hattındaki çalışmaları 2021’de tamamlamış, ancak Alman hükümeti, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından sertifikasyonu onaylamamaya karar verdi.
Son yıllarda Rusya, petrol ve gaz üretimini artırmanın ve mevcut ve eski üretim sahalarındaki düşüşleri dengelemenin bir yolu olarak Arktika Bölgesi’ne giderek daha fazla odaklanmaktadır. Arktika, Rusya’nın doğal gaz üretiminin %80’inden fazlasını ve ham petrol üretiminin tahminen %20’sini oluşturmaktadır. İklim değişikliği Rusya’ya Kuzey Deniz Yolu üzerinden ticaret yollarına erişimi artırma fırsatı sunarak, özellikle Asya’ya deniz yoluyla enerji sevkiyatı için daha fazla esneklik sağlamaktadır.
- Rusya’nın Avrupa’ya karşı alternatifleri neler?
Çin ve Hindistan Rusya’nın Avrupa pazarına karşı en önemli alternatifleridir:
2021 verilerine göre Rusya, Avustralya ve Türkmenistan’dan sonra Çin’in üçüncü büyük doğal gaz ve Endonezya’dan sonra Çin’in en büyük ikinci kömür tedarikçisidir. Sibirya’nın Gücü, Yamal LNG ve Arctic LNG Çin’in de ortaklığında gerçekleştirilmiş olup en büyük tedariki de Çin’e yapmaktadır. 2022 yılında Rusya ve Çin şirketleri enerji alanında iki önemli anlaşma imzalamışlardır. Buna göre Gazprom, Rusya’dan Çin’e yeni bir boru hattı yoluyla yılda 10 milyar metreküp doğal gaz tedariki için CNPC (China National Petroleum Corporation) ile uzun vadeli bir anlaşma imzalarken Rusya’nın en büyük petrol üreticisi Rosneft, Kazakistan-Çin boru hattı üzerinden 10 yıl içinde CNPC’ye günde 200.000 varil ham petrol teslim etmeyi kabul etmiştir. Mart-Temmuz 2022 verilerine göre Çin’in Rus ham petrol ithalatı %10,2 artarak günde 1,7 milyon varile (bpd) ve LNG %40,4 artarak 2,1 milyon tona yükseldiği görülmektedir. Bu da Rusya’nın Avrupa’ya gönderdiği gazı LNG ile Çin’e yönlendirebileceğini göstermektedir.
Hindistan, ABD’nin uyarılarına rağmen, Rusya ile enerji alanındaki işbirliğini geliştirerek Avrupa pazarının boşluğunu doldurmada önemli role sahip olmaktadır. Hindistan doğal gazda en büyük üçüncü ithalatçı ülke olmasına rağmen Rusya ile enerji ticareti coğrafi mesafe ve yapıdan kaynaklı maliyet artışı olmuştur. Batılı şirketlerin Uzak Kuzey bölgesinde Sakhalin-1 ve 2’den çekilmelerinin ardından boşluğu doldurmaya karar veren ve deniz yoluyla LNG tedarikini amaçlayan Hindistan bunun için ilk etapta Rusya’ya 1 milyar dolar kredi vermiştir. Hindistan da diğer ülkelerin yaptığı gibi enerjide sadece Orta Doğu ya da başka yere bağımlılığı kırmak için çeşitlendirme arayışındadır ve bu noktada Rusya öncelikli hale gelmektedir.
Rusya’nın bir diğer alternatif planı ise Türkiye’nin enerji merkezi (hub) ülke hâline getirilmesidir. Fakat bu projeyle ilgili bazı soru işaretleri bulunmaktadır: Batılı firmaların sahip olduğu altyapının ve teknolojinin yaptırımlar nedeniyle gerçekleşemeyeceği; Ukrayna Savaşı devam ederken Türkiye’nin Rusya ile anlaşmaya gitmesinin yaratacağı uluslararası olumsuzluklar; projenin finansman edilip edilemeyeceği ve pazar sorunudur. Fakat projenin iki ülkenin de gündeminde olduğu yapılan açıklamalardan görülmektedir.
- Avrupa Rusya’ya karşı ne kadar savunmasız ve alternatifleri neler?
Avrupa’nın petrol ve gazının yaklaşık %40’ı Rusya’dan ithal edilmektedir. Bazı AB ülkeleri diğerlerinden çok daha fazla bağımlıdır. Portekiz ve İspanya çok az Rus enerjisi kullanırken, Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya doğal gazının yarısından fazlasını ve ham petrol arzının %30’undan fazlasını Rusya’dan alıyor. Fransa, elektriğinin çoğunu nükleer enerjiden alıyor, ancak fosil yakıt ihtiyacını karşılamak için hala Rusya’dan ithal ediyor. Analistler, Almanya ve diğer ülkelerde nükleer ve kömür enerjisini aşamalı olarak kaldırma planlarının bu bağımlılığı artırabileceğini söylüyor.
AB, Rusya’dan Temmuz 2021’de günlük yaklaşık 300 milyon metreküp gaz ithal ederken, bu miktar Temmuz 2022 itibarıyla 100 milyon metreküpün altına inerek ithal edilen doğal gaz oranı %70 azalmıştır. Kış mevsimi öncesi Rusya’dan ithalatın 80 milyon metreküpün altına düşeceği öngörülüyor. AB enerji bakanlarının Rusya’ya olan bağımlılığın nasıl aşılabileceği üzerine gerçekleşen toplantıdan ortak bir plan çıkmazken AB’nin kısa vadeli aksamalara dayanacak kadar yeterli gaz ve petrol stokları olduğu ancak uzun vadeli tedariklerle ilgili sorunun önemine dikkat çekilmiştir.
Rusya’dan sonra Avrupa’nın en büyük ikinci enerji tedarikçisi olan Norveç’in rolü bu noktada giderek artmaktadır. Öne çıkan diğer bir alternatif ABD’den daha fazla LNG gemisi almak ve bu alanda özellikle ABD ve Katar’dan tedariki arttırmayı amaçlamaktadır. Fakat LNG teknolojisinin tüm AB ülkelerinde olmaması ve teknolojinin maliyetinin fazla olması dezavantaj oluşturmaktadır.
Avrupa’da ortak bir enerjiye çözüm politikasının üretilememesi üyeliğin “kendi başının çaresine” bakmalarına neden olmaktadır. İtalya Cezayir’den gelen gaz tedarikinin artırmanın yollarını aramakta, Fransa nükleer enerji nedeniyle daha güvenli bir pozisyona sahiptir. Almanya, İsveç ve Finlandiya gibi ekonomik olarak daha güçlü ülkeler ise enerjide destek paketlerini açıklamıştır. Farklı politikalar “birlik içinde bölünme mi yaşanıyor?” sorusunu gündeme getirirken Avrupa Birliği Komisyonu, Rusya’dan enerji ithalatını azaltmak için “RePowerEU” adı verilen paketi tanıtmıştır. Paketteki hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için 2027’ye kadar 210 milyar euro ek yatırım öngörülmekte ve Rusya’dan fosil yakıt ithalatını azaltmanın AB’ye yıllık 100 milyar euro tasarruf sağlayabileceği hesaplanmaktadır.
Artan enerji fiyatları hayat pahalılığı ve enflasyonun da nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Avrupa’da hükümet karşıtı artan gösteriler “istikrarsız” yöntemlere neden olmakta ve kamuoyunda Ukrayna Savaşı’na desteği azaltmaktadır. Diğer taraftan her ülkenin ayrı bir politika uygulaması hali hazırda ekonomik olarak daha kırılgan yapıya sahip Romanya, Bulgaristan, Kuzey Makedonya, Macaristan ve Yunanistan gibi ülkelerin Birliği ve ABD’nin etkisini sorgulamasına neden olmaktadır.
- Rusya enerjiyi daha ne kadar koz olarak kullanabilir?
Avrupa’nın en ucuza tedarik için seçtiği Rusya enerjiyi Ukrayna savaşında “koz” olarak kullanabileceğini Kuzey Akım I’i kapatarak göstermiştir. 2022 kışı için Rusya’nın “merhametine” kalan AB üyelerinin enerji krizinde Rusya’ya karşı alternatif yollar araması ve hükümetlerin çoğunun yeni programları uygulamada zorlanmaları devletin kendi enerjisi kontrol edememesi ve başka bir devlete bağımlı olmasının açık sonucudur.
Diğer taraftan AB’nin yeni düzene uyum sağlamasının çok uzun sürmeyeceği, uzmanların tahminleri Rusya’ya olan bağımlılığın %0’a indirilmesi bir ile üç yıl arası, göz önünde bulundurulduğunda Rusya’nın kozunun sürdürülebilirliği de çok uzun ömürlü olmayacaktır. Bu durumun farkında olan Putin açıklamalarında enerjiyi silah olarak kullanmadıkları, isteyen ülkelere tedarik edebileceklerini tekrarlamaktadır. Rusya’nın enerjide Avrupa pazarını kaybetmesi Çin veya Hindistan gibi ülkelerle ikame edilebilecek gibi gözükse de bunun Kremlin için bir maliyeti olacağı da açıktır. Yaptırımlar nedeniyle teknoloji transferinde de zorlanan Rusya’nın, özellikle LNG üretimi için Ukrayna savaşı sonrası tekrar Avrupa’ya enerji ihracatına istekli olduğu görülmektedir. Fakat AB ülkelerinin tekrar bir enerji krizi yaşamamak için temkinli olduğu ve aynı hataya yeşil ışık yakmayacakları açıktır.
Uzman: Ayşe Gülsüm ÇALIK
Bir Cevap Yazın