Satranç Tahtası Balkanlarda Kosova’nın Geleceği

Son dönemlerde Kosova’da, Kosovalı Arnavutlar ile Sırplar arasında artan gerilim iki etnik grup arasındaki sorunların hâlâ çözülemediğini tekrar hatırlattı. 26 Mayıs 2023 tarihinde ülkede düzenlenen yerel seçimlerin sonucunda Sırpların yoğunlukta olduğu Kuzey Kosova bölgesinde Arnavut belediye başkanlarının kazanması ile Sırpların protestoları da başladı. Yaşanan olaylar sonucunda 75 kişi – 25 NATO KFOR askeri- yaralandı. Ülkedeki gerilimin artmasını engellemek için Türkiye de NATO’nun isteği üzerine barış gücüne destek ekibini “fiziki şiddet potansiyelini engellemek” için geçtiğimiz hafta gönderdi. 

Yaşanan çatışmalar sonucunda istikrarın sağlanması için Kosova’nın özellikle kuzey bölgelerinde yaşayan Sırplara “Sırp Belediyeler Birliği”nin (SBB) kurulması için Kosova yönetimine uluslararası baskı da arttı. SBB’nin kurumlaşmasına dair anlaşma 2013 yılında imzalansa da uygulamaya hiç geçirilmedi. Kosova Başbakanı Kurti bu talebi anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle reddetmesine rağmen ABD, AB, Fransa, Almanya ve arka tarafta Rusya ve Sırbistan ile (ilginç olarak) Arnavutluk tarafından SBB’nin kurulmasını savunuluyor. Kısaca ülkede geçen yıl yaşanan plaka krizinin de belediye seçimleri sonucunun protestosunun da arkasında yatan asıl büyük neden SBB’nin varlığı üzerinedir.  

Batı Balkanlar tarih boyunca istikrarın tam olarak sağlanamadığı dünyadaki satranç tahtalarından birisidir. Rusya’nın imparatorluk dönemlerinden gelen kadim iddiaları, Osmanlı ve Avusturya- Macaristan İmparatorlukları etkisi tarihsel kökleri oluştururken Tito liderliğinde kurulan ve çoğu uzmana göre “ölü doğan bebeği yaşatma projesi” Yugoslavya’nın dağılması sonrası bölgede istikrarın tekrar sağlandığını söylemek çok da mümkün değil. Yazıda Kosova’yı nasıl bir gelecek bekliyor? Ukrayna- Rusya Savaşı Kosova ve Sırbistan gerilimini nasıl etkiliyor? Kosova’da çatışmaların sıcak bir çatışmaya dönüşmesi bekleniyor mu? gibi farklı soruların cevaplarını tartışacağım.

Artan Gerilimin Nedenleri Neler?

26 Mayıs seçim sonuçlarıyla birlikte bir süredir sakin olan ülkede şiddet olayları tekrar başladı. Aslında 23 Nisan’da ülkenin kuzey bölgesinde bulunan dört şehirde yaşayan Sırp azınlıklar tarafından boykot edileceği ve seçim sonuçlarının da tanınmayacağı ilan edilmişti. Bu sebeple yaşanmakta olan gerilim tüm aktörler tarafından bekleniyordu. Çünkü dört şehir Sırpların yoğunlukta olduğu yerler ve boykot dolayısıyla seçimlere katılım %3,5’larda oldu. Bu sebeple hem seçimler hem de sonuçları Sırplar tarafından reddedilerek şiddet içeren protestolarla boykota devam ediliyor.

Belirttiğimiz gibi ülkede bulunan aktörler boykotun ilan edilmesiyle gerilimin yaşanacağını öngörüyorlardı. Bu sebeple AB ülkeleri ve ABD hem boykotun da temelini oluşturan SBB’nin uygulanması için Kosova hükümetine baskıyı artırmakta hem de NATO’ya Türkiye gibi başka üyelerden de destek toplamakta. 

Yaşanan gelişmeler -geçen yıl araba plakalarının değiştirilmesi krizinde olduğu gibi- ülkede var olan düzenin ve barışın kırılganlığını tekrar gözler önünde serdi. Dünya siyasi tarihinin öğrettiği en önemli derslerden birisi kalıcı barışın sağlanması için ilk olarak sınır sorunlarının çözülmesi gerçeğidir. Kosova 2008’de bağımsızlığını ilan etmesine ve 117 ülke tarafından tanınmasına rağmen Rusya ve Sırbistan’a göre ülke, Sırbistan’a bağlı özerk bölge olarak kabul edilmekte. 

Çin, İspanya, Romanya, Slovakya, Yunanistan ve Güney Kıbrıs da -örnek teşkil edeceği gerekçesiyle-ülkeyi tanımayanlar arasında bulunuyor. Bu durum da Kosova’nın devlet olup olmadığı sorusunu gündemde tutuyor. Sınırın netliğe kavuşmaması yaşanan gerginliklerin Kosova- Sırbistan arasında mı yoksa Sırbistan ve içindeki bir bölge ile mi yaşandığı tartışmalarını devam ettirmekte. Özetle Kosova’da yaşanan gerilimlerin devam etmesinin en önemli sebebini sınır anlaşmazlığı oluşturmaktadır. Almanya ve Fransa arasındaki sınır sorununu oluşturan Alsace Lorraine bölgesi örneği gibi ilk olarak bu sorun çözülmelidir.

Ukrayna- Rusya Savaşının Etkileri

Kosova’da artan gerilim elbette Ukrayna ve Rusya arasında devam eden savaştan ayrı düşünülemez. Savaşın tahmin edilen süreden daha uzun sürmesi ve yakın gelecekte barış sürecinin ön görülmemesi kapasite bakımından en fazla Rusya’yı zorlamaktadır. Bu sebeple Rusya uzmanı birçok araştırmacıya göre Kosova’da artan Sırp şovenizminin arkasında Rusya’nın artan desteği bulunmakta. Buna göre Kosova’da yaşanan gerilimin -düşük olasılıkta bile olsa- çatışmalar dönüşmesi halinde Rusya’nın ve Sırbistan’ın Sırp azınlıkları destekleyeceği bilinen bir gerçektir. Böyle bir durumda Suriye ve Ukrayna’da karşı karşıya gelen güçler Kosova’da da aynı şeyi yaşayacaktır.

Bu anlamda Kosova, Balkanların Ukrayna’sına dönüşebilir. 

Seçimleri boykot protestoları sırasında göstericilerin Rus savaş sembolü olan “Z” harfini özellikle NATO barış gücü araçlarına işaretlemeleri oldukça dikkat çekicidir. Moskova tarafından SBB’yi uygulamaya konulması ve Batı’nın kışkırtmalarını kesmeleri hakkında yaptığı açıklamaların sayısında da artış görülmektedir. Bu sebeple Balkanlarda yaşanan olayları Rusya’yı göz ardı ederek yorumlamak çok yanlış olacaktır. Sırbistan’ın Rusya’ya uygulanan yaptırımlara katılmaması ve tarihsel bağların Sırp kimliğindeki etkisi de iki ülkenin dış politikasının yorumlanması için önemlidir.

Kosova’yı Bekleyen Gelecek

Balkanlar geçmişte olduğu gibi bugünlerde de giderek gerilimin arttığı bir bölgeye doğru dönüşüm yaşıyor. Umulanın aksine Kosova’nın bağımsızlığı ve ülkeye NATO güçlerinin yerleştirilmesi uzun vadede istikrarı sağlama noktasında yetersiz kaldı. Açıklandığı gibi ülkedeki temel sorun sınır sorunu ve bu sorun Sırbistan ile anlaşarak çözülmediği sürece gerilimlerin tekrarlanacağı çok açık. 

Kosova Başbakanı Albin Kurti -yakın dönemde- SBB’yi kabul etse dahi kalıcı bir çözümün sağlandığını söylemek için erken olacaktır. Çünkü proje on yıldır beklemede ve Sırp azınlıkların özerkliğe ve oradan Sırbistan ile bağlanmak için referanduma doğru gidecek yolu da açma ihtimali olacaktır. Bu durum ülkenin ikinci Kırım olayını yaşaması ve bölünmesi ile sonuçlanacak tehlikeli bir denemeye de evrilebilir. Bu sebeple ülkede barışı ve istikrarı sağlamak için bulunan NATO, AB ve Türkiye’ye de önemli görevler düşmektedir.

Ayşe Gülsüm Çalık hakkında 20 makale
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Yüksek lisansını Brunel University of London’da güvenlik alanında yazdığı tezle tamamladı. Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde Rusya’nın Arktika Dış Politikası başlıklı doktora tezini yazıyor.

İlk yorum yapan olun

Bir Cevap Yazın