
Endüstri devrimiyle “Malthus Döngüsü” tabir edilen kıtlık krizlerini aşmayı başaran insan nüfusu düzenli olarak artıyor. Üstelik bu artıştaki hız da hiç görülmemiş seviyelere ulaştı. Bütün dünyada “sürdürülebilirlik” bu yüzden en önemli mesele olarak karşımıza çıkıyor.
Öte yandan nüfus artışı bütün ülkelerde aynı şekilde seyretmiyor. Farklı dengeler çeşitli ülkelerin öngörülen 2100 nüfuslarında belirleyici rol oynuyor. Evlenme yaşının ilerlemesi, kadın başına düşen çocuk sayısının azalması gibi modern yaşamın getirdiği faktörler birçok ülkede nüfusun belirli bir dengeye oturmasına neden olacak. Hatta bazı ülkelerde nüfus düşecek. Ancak Hindistan gibi ülkelerin nüfus artışı henüz dengeye ulaşmaktan çok uzak görünüyor.
Nüfus artışının getirdiği sorunlardan ilki, bütün gelişmiş ülkelerdeki yaşlı nüfus oranının artmasının getirdiği sosyal güvenlik yükü. Bütün bu ülkelerde yoğun bir emekli nüfus, alışılandan çok daha az bir çalışan nüfus tarafından finanse edilecek. Üstelik sorun bununla sınırlı değil. Gelişen teknoloji git gide insan emeğini birçok alanda gereksiz hale getiriyor. İşgücüne katılan nüfus oranı düşerken, ihtiyaç duyulan işgücünde de azalma meydana gelecek.
Yaşlanan gelişmiş ülkelerin yanında, genç nüfusu artmaya devam eden görece fakir ülkeler göç sorununu daha da derinleştirecek. Özellikle Asya’da demografi krizleri bütün dünyayı etkileyen küresel depremler yaratacak.
Bir diğer sorun, mülksüzleşme tehlikesi. Artan nüfus ve sermaye getirisiyle paralel artmayan alım gücü, artık işgücüne yeni katılmış insanların yoğun talep ve düşen arz nedeniyle fiyatları aşırı yükselen evleri almasını imkansızlaştıracak. Sınıfsal geçişler zorlaşacak, toplumsal tabakalaşmalar kemikleşecek. Bunun yaratacağı politik reaksiyonlar yeni bir sol dalgayı tetikleyebilir.
Aşağıdaki MASA infografiğinde mevcut popülasyon piramitlerinin ilerleyen yıllarda nüfus artışını nasıl belirlediğini göreceksiniz. Türkiye 20 sene öncesine kıyasla artık daha yaşlı, bu yüzden uzunca süredir hız kesmeden devam eden nüfus artışı bir zirveyi görüp düşmeye başlayacak. Japonya gibi yaşlı ülkelerin nüfusu azalırken, Hindistan gibi klasik piramide sahip ülkelerin nüfusunun artmaya devam edeceği ve Güneydoğu Asya’daki demografi krizinin bütün dünyayı etkileyeceği aşikar.
Bir Cevap Yazın